ÖZbey HUKUK

Avukat Hasan Basri Özbey

1 Mayıs 1959 günü Ankara’da doğdu.

Annesi rahmetli Ülker Özbey ve babası rahmetli Avukat Cemal Özbey’dir. Anne ve babası da Malatyalıdır.

Özbey, ilk ve ortaöğrenimini TED Kolejinde tamamladı.

AÜ DTCF Türkiye Cumhuriyeti Devrim Tarihi Bölümü’nde iki yıllık eğitimin ardından,

1979 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 1983 yılında başarıyla mezun oldu.

Avukatlık stajını, 1956 yılından itibaren Ankara’da avukatlık yapan babası Av. Cemal Özbey’in bürosunda yaptı.

21 Ekim 1984’te Avukatlık Ruhsatnamesini alarak, Özbey Hukuk Bürosunda çalışmaya başladı.

Çocukluk yıllarından itibaren, Ulus’ta Atatürk Anıtı yanında bulunan Ulus İş Hanında faaliyet yürüten Özbey Hukuk bürosunda katiplik yaptı. Deyim yerindeyse okul zamanları dışında yaşamı adliyelerde geçen Özbey, mesleğine önemli bir pratik tecrübe birikimiyle başladı. Katiplik döneminde ilk yevmiyesi 2,5 liraydı. Bunun 1,35 lirası yol parası, kalan tutarı da öğle yemekleri içindi.

Henüz okuma-yazma bilmediği günlerde daktiloyla yazdığı “kripto” dilekçeleri gururla annesine gösterirdi.

1985 yılında meslektaşı Stajyer Hakim Av. Asuman Esin Erdoğan’la evlendiler. Hakimlik görevinden istifa eden Esin hanımla birlikte çalışmaya başladılar.

1986 yılında Ülkercan, 1994 yılında Hasan Alican isimli iki çocukları oldu. Her ikisi de aile mesleğini seçerek 2007 ve 2016 yıllarında Özbey Hukuk Bürosunda avukatlık yapmaya başladılar. Halen birlikte çalışmaktalar.

Özbey, ilk gençlik yıllarından itibaren toplumsal ve sosyal konulara yakın ilgi gösterdi. Benimsediği toplumcu fikirlerle çok sayıda dernek, vakıf ve örgütte faaliyetlere aktif olarak katıldı. Başkanlık ve diğer yönetici görevlerde bulundu. 1982-83 döneminde, Ankara Hukuk Fakültesi’nin tarihi öğrenci dergisi olan Ceride-i Kantar’ın Yayın Kurulu Başkanlığı yaptı. Ceride-i Kantar o yılki yayınıyla, yeni kurulan YÖK’e ve 12 Eylül karanlığına karşı ciddi bir çoban ateşi yaktı, ülke gündeminde yankı yarattı.

Türkiye’nin gündemini derinden etkileyen siyasal davalarda avukatlık yaptı. 2 Temmuz Madımak Katliamı ve Ergenekon davalarında aktif görevler üstlendi. Yaptığı savunmalar nedeniyle hakkında açılan çok sayıda davadan, hukuka sarılarak beraat etti. Bu davalar, suçlayanların yargılandıkları davalara dönüştü.

Koşullar ve toplumsal ihtiyaçlar onun iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında yoğunlaşmasına vesile oldu. Sayısı binlerle ifade edilen davalarda işçi vekilliği yaptı. Taşeron işçilerin haklarını temin için açtığı davalar alanında ilk emsaller oldu. İş ve tazminat hukukunda, hukuk üreten, katkı sunan, yeni içtihatlar oluşmasına yol açan ayrık davalar açtı. Av. Esin Özbey’le birlikte vekilliğini üstlendikleri aile içi şiddet mağduru kadının korunması için eşine karşı aldıkları uzaklaştırma kararı ile ilgili yasanın ilk uygulamasına imza attılar.

İş ve Sosyal Güvenlik hukuku alanında yoğunlaşması ve süreç içindeki bilgi birikimini ve tecrübelerini, bu alanda bilirkişilik yaparak adaletin hizmetine sundu. Ankara İş Mahkemelerinde binlerce davada bilirkişi raporu hazırladı.

Ankara Barosu Staj Eğitim Merkezinde, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku dersleri verdi.

Çok sayıda televizyon ve radyo programlarına katılarak, yurttaşların hukuki sorunlarına çözümler sundu. 2010 yılında gündeme gelen Anayasa değişikliği girişimlerine karşı oluşturulan Milli Anayasa Forumu’nda aktif görevler aldı. Gerek Anayasa değişikliği gerekse avukatlık görevini üstlendiği toplumsal davalarla ilgili olarak, yurtiçi ve yurtdışında onlarca konferans ve panele konuşmacı olarak katıldı, yurttaşları aydınlattı.

Binlerce müvekkil, binlerce dava, hukukun üstünlüğüne verilen onlarca yıllık emekle, özveriyle, gururla avukatlık yapmaya devam eden Özbey; “Her türlü olumsuz koşullara, zorluklara, mesleğin hakettiği itibarın her geçen gün azalmasına, hukukun değersizleştirilip, yargının açmazlara sürüklenmesine karşın, 45 yıl öncesine dönsem yine hukuk eğitimi tercih eder, yine avukat olmak isterdim” diyor.

Avukatlığın en önemli özelliklerinden baştan gelenlerden birinin “dürüstlük ve disiplin”, bir diğerinin ise “güven” olduğuna inanan Özbey’in bir başka gururu ise; binlerce müvekkili adına üstlenerek yürüttüğü dava ve işlerden dolayı, müvekkilleriyle uyuşmazlık yaşamamış olması. Ve Özbey Hukuk’a 1956’dan bu
yana hukuki yardım için başvuran müvekkillerin torunlarının da Özbey Hukuku tercih etmeye devam etmeleri.